3 Mart 2023 Cuma

Yeteneğin Laneti

 

            Firmalar önemli ve yüksek pozisyonlara getirmek istediği çalışanlarının yetenekli olmasını istemektedirler. Gerçekten üstün yetenekli bir çalışan bulduklarında ise onu bir yetenek havuzuna alarak geleceğin lideri/yöneticisi olarak görürler. Ancak bu noktadan sonra yetenekli çalışanda bazı sorunlar görülebilir. Üzerinde çok fazla baskı hissedebilir ve yeteneklerini yansıtmak yerine üstlerinin onayını alacak davranışlarda bulunmayı tercih edebilirler. Bu durumda yetenekli bireyler giderek sıradanlaşmaya başlar çünkü risk almaktan ve hata yapmaktan korkar hale gelirler. Çok fazla çalışmak zorunda hisseden yetenekli bireyler giderek performans düşüşü ya da işi bırakma gibi firma için olumsuz sonuçlara sebep olurlar. “Yeteneğin Laneti” isimli makale bu tür bireylerin yaşadığı zorlukları ve bunların temel sebeplerini inceleyerek yüksek potansiyelli çalışanları bu tuzaklara düşmeden nasıl geliştirilebileceğinin cevabını arıyor.

           

İnsan Kaynaklarında yetenek Avı

            Makale sorununun altında yatan psikolojik sebepleri üç başlık altında incelemektedir. İlk olarak yüksek potansiyel görülen çalışanlar kendileri üzerinde büyük bir beklenti olduğunun farkındadır. Bu sebeple bu beklentiyi boşa çıkarmamak için çok çalışmaya ve yöneticilerin takdirini almaya çalışmaktadırlar. Hâlbuki yetenekli bireyler yöneticileri ile ters düşmelerini gerektirecek kararlar ve uygulamalar almaları gereken durumlarda bile onaylanma içgüdüsü ile yöneticilerinin görüş ve isteklerini yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Sürekli kendilerini kanıtlama ve onay alma sarmalına giren yetenekli bireyler hem fiziksel hem psikolojik olarak yıpranırken giderek sıradanlaşamaya da başlarlar.

 

            Yüksek potansiyelli çalışanlar yetenek havuzunda olduklarını öğrendiklerinde ilerisi için yönetici pozisyonu adayı olduklarının bilincine varırlar. Bu durumda iş yerinde sürekli olumlu bir imaj çizmeleri gerektiğine inanırlar. Kendileri gibi davranmak yerine yöneticilerinin istediği kişi gibi davranmaya çalışarak kendileri ile uyumsuz bir imajı sürdürürler. Bu durum bir kişilik çatışmasına dönebilir. Kendi hedefleri ve isteklerinin yerine yöneticilerinin ve şirketin yetenek koyan çalışanlar bir süre sonra yetenekleri körelebilir.

 

            Yüksek potansiyelli çalışanlar yaptıkları işte bir süre geçirdikten sonra ve o işte oldukça başarılı olduklarında giderek yaptığı işi anlamsız bulabilir. İlk başta kendisi için bir hedef olan iş artık sıradanlaşmaya başlayabilir. Kişi gitgide bu anlamsızlıktan gelecekte kurtulmayı hayal eder. Bu hayaller genelde işi bırakma düşüncesi barındırır.

 

            Kendi kişiliklerini değil iş yerinde oluşturdukları imajı bozmamak için çok çaba sarf etmeye başlarlar. Onları yetenekli olarak görülmesini sağlayan başarıları gelecekte de devam ettirebilmek için büyük bir mücadeleye girer her zaman başarılı olma stresi altında ezilirler.

           

            Yetenekli bireyli iş yaşamlarının başlangıcında dikkat çeken kişilerdir. Kısa sürede yetenek havuzu ve yönetici adayı olarak belirlenmektedir. Bu onların üzerindeki başarı baskısını arttırmakta ve çalışma sürelerini uzatarak sosyal hayatlarını sınırlamaktadır. İlk başlarda gelen başarılar kişi üzerindeki beklentileri arttırmakta ve bu beklentileri karşılayabilmek için daha fazla baskı altına girmektedirler. Her işi kendilerinin yapması gerektiği inancına kapılan çalışanlar hem dışarıya mükemmel bir imaj vermek için hem de yardım istediklerinde yetersiz görülecekleri için daha fazla çalışıp aslında olmadıkları bir kişi gibi davranmaya başlamaktadırlar. Sürekli onaylanma hissi ve aferin alma çabası aslında yeteneklerini kullanamaz hale getirip sıradanlaşmalarına yol açmaktadır. İş hayatında yükselme çabası yetenekli çalışanlar için hazır bir amaç olarak görülüp kendilerinin ne istediğini yeterince düşünmemelerine yol açmaktadır. Bu durum bir süre sonra yaşantılarına ve yaptığı işe yabancılaşmaya neden olur. Bu tür zorluklar yetenekli çalışanların başına gelmekte ve potansiyellerini gösterememelerine sebep olmaktadır. Bu tür çalışanlar kendilerinden beklenen performans beklentisi altında ezilmekte ve hatta böyle bir beklenti gerçekte olmasa bile kendilerini bu beklenti altına sokup aslında olmayan bir baskı altında hissedebilmektedirler. Yetenekli bireylerin karılaştığı bu sorunlar sonuncunda ya sıradanlaşmakta ya da işi bırakmaktadırlar. Ayrıca fiziksel ve psikolojik olarak zor durumda da kalabilmektedirler.

 

            Yetenekli bireyler belli bir süre sonra çok yoğun çalışma ve geçmiş başarıların tekrar edilememesi durumda başarısız olacakları düşüncesi ile tükenmişlik sendromu yaşayabilmektedirler. Bu durumun önüne geçebilmek için kendilerini diğerlerinden ayıran yeteneklerin farkında olup bunların her zaman yöneticiler tarafından onaylanacak kararlara yol açmayacağının bilincinde olmalıdırlar. Kendileri ile her an yarış halinde olup özellikle yetenekli olduğu konularda değil zayıf olduğu konulardaki meydan okumaları da kabul etmelidirler. Zayıf oldukları konularda destek almaktan çekinmemeli aksine başka fikirler almayı bir alışkanlık haline getirmelidirler. Yetenekli kişiler bir kez geleceğin liderleri olarak görüldüğünde bu misyonu üstlenip yardım almayı eksiklik olarak görmeye başlayabilirler. Tam tersine yardım alan kişiler ise daha hızlı gelişip daha üst performans sergileyen liderler haine dönüşürler.

 

            Tükenmişlik sendromu yaşayan kişiler kendilerine aslında olmadıkları birinin sorumluluğunu yüklerler. Bu yüzden kendileri ile barışıp sadece yeteneklerini ve üstün olduğu konuları değil kişiliklerini diğer yönlerini de iş yaşamına yansıtıp kendilerine yabancılaşmanın önüne geçebilirler. İş yaşamının kurallarına göre yaşayan ve kendini dışarıya bu kurallara mükemmel uyan bireyler olarak lanse edenler kendilerine zamanla yabancılaşmaktır. Öfke, kaygı, stres ve huzursuzluk gibi ilk başta olumsuz çağrışımlar yapan duyguların üstünü örtmeyip bunları kabullenerek iş hayatına pozitif bir yönde nasıl kanalize edebileceği düşünülmelidir. Bu sayede çalışan kendi kişiliğini reddetmeden kişiliğinin bütünü ile kendini işe verebilir ve yeteneklerini ortaya koyabilir.

 

            Yetenek sahibi çalışanların tükenmişlik sendromu yaşamasının bir diğer önemli sebebi de önlerine sürekli bir hedef bir havuç koyulduğunu ve bu sayede yönlendirildiğini anlamasıdır. Bitmeyen bütçe satış hedefleri, her sene kendini tekrar eden performans hedefleri yetenekli çalışanları psikolojik olarak yıpratmaktadır. Sürekli geleceği düşünmek ve geleceğin daha iyi olması için bugünden feragat etmek yıpratıcı olmaktadır. Bu yüzden yetenekli çalışanlar şimdinin değerini bilerek şu anda bulundukları iş ve konumu geliştirmek için uğraşmaları hem kendileri hem de çalıştıkları yer için daha iyidir. İleride yüksek mevki yöneticilik için uğraşmak yerine şu anda liderlik yapacak cesareti göstermeleri gerekir.

 

            Yetenekli bireylere çok fazla beklenti yükleyip geleceğin yöneticileri, liderleri, devrimcileri gibi sıfatlar takmak yerine onların kendi yeteneklerini özgürce kullanabileceği ve bunları geliştirebileceği ortamlar yaratmak gerekmektedir. Yeteneklerini ispatlama kaygısı ortadan kalkan çalışanlar yeteneklerini daha rahat ve özgürce sergileyebilirler.

Jennifer Petriglieri & Gianpiero Petriglieri (Haziran 2017 HBR Türkiye)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder